Türk Forum

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Türk Forum

Forumumuz tamamen türkiye foruma sahiptir ve her hakkı saklıdır


    Pardosklar Dünyası

    dedektif
    dedektif
    Admin


    Mesaj Sayısı : 192
    Kayıt tarihi : 07/04/09

    Pardosklar Dünyası Empty Pardosklar Dünyası

    Mesaj  dedektif Cuma Nis. 24, 2009 7:28 pm

    Tanımlı Paradokslar Dünyası
    NEDiR BU PARADOKS ?

    Binlerce yillik geçmisi olan paradokslar, insanlarin kafasini devamli mesgul etmistir. Aslinda dogru gibi görülen bir önerme veya fikir, tamamen yanlis olarak çikar karsimiza. Tam tersi de mümkündür; yillarca yanlis zannettigimiz olaylarin, fikirlerin, hesaplamalarin, dogru oldugunu görmek, bizi saskinliga ve hayrete düsürür. ileride bolca misal verecegimiz paradokslarin, yapilmis birkaç tanimini aktaralim:
    'Çok mantiksiz görünen, aslinda çok mantikli bir değiş'
    'iki dogrunun veya yanlisin çeliskisi'
    'Soyut muhakemenin sona erdigi tezat'
    'Kagit-kalem veya mantik ilüzyonu' (Galiba en güzel tanim bu!)



    Paradokslar ilginçtir, eglencelidir, ögreticidir, sasirticidir, zihni açar...
    Tarihte bilinen ilk paradoks örneklerini Epimenides vermistir. Giritli olan Epimenides:
    -'Bütün giritliler yalancidir!' diyerek bizi çeliskiye götürür. söyle ki :


    Eger gerçekten giritliler yalanci ise kendisi de giritli olduguna göre o da yalancidir. Yani söyledikleri yalandir(mesela yukaridaki cümlesi). Bu cümle yalan olduguna göre dogrusu su olmali:
    -'Bütün giritliler dogrucudur, dogru söyler.'
    O halde söyledigi dogrudur. Yani 'bütün giritliler yalancidir......'

    Örnekler:
    'Bu cümleyi okumayin!'
    Yukaridaki cümleyi okudugunuza göre paradoksa ugramis oldunuz.

    ' Tek kelime dahi türkçe bilmiyorum!'

    - Beni duyabiliyor musun?

    - Hayir. Sesin gelmiyor (!)

    - Niçin her soruma soru ile cevap veriyorsun?
    - Niçin vermeyeyim ki !?

    -"Söyledigin hersey dogru mu?"
    -"Hayir!"


    Bu adam güvenilir biri midir? Önce fikir yürütelim:
    "Hayir" dedigine göre arada bir yanlis(yalan) söylüyor demektir. Arada bir yanlis konusuyorsa "hayir" dedigi de yanlis veya yalan olabilir. O zaman "hayir", "evet" olur. Bu sefer de "evet" diyorsa, her söyledigi dogru oldugundan "hayir" da dogrudur... iyisi mi bu adama pek itimat etmeyelim...

    Bir otobüs ilani:
    -"Okuma-yazma ögrenmek isteyenlere müjde! Hemen asagidaki adrese basvurun..."
    Okuma-yazma bilmeyen bir insan nasil bu ilani okuyacak! Okusa zaten o adrese basvurmasi gerekmez...

    Bir adam, saçlari döküldügü için doktora gider. doktor, teshisi koyar: Stres!
    Ama adam saçlari döküldügü için strese girmektedir. Strese girdikçe daha da fazla dökülmektedir. Daha da fazla döküldükçe de, stresi ayni hizla artmaktadir...

    Ben her zaman yalan söylerim. EMRE TURUNCU'dan

    BU CÜMLEDEKi HARF SAYISI OTUZYEDi DEĞiLDiR. (37 Harf var)

    Alaaddin'in sihirli lambasindan çikan cini herkes bilir. Cin diyor ki:
    -Dile benden ne dilersen. Unutma ki sadece 'bir' dilek hakkin var ve mutlaka yerine gelecek.


    Siz olsaniz ne isterdiniz? Alaaddin öyle bir istekte bulunuyor ki cin ne yapacagini sasiriyor:
    -Benim tüm dileklerimi yerine getir!

    SOCRATES'ten:
    "Bildigim tek sey var; o da hiç bir sey bilmedigim."

    Bazi hayvan isimleri, insanlar için sifat olarak kullanildiklarinda iltifat kabul edilir:


    Aslanim benim!
    Koç gibi masallah!
    Tilki gibisin abi!

    Bazi hayvan isimleri ise hakaret anlamina gelir:
    Çok inek bir arkadas!
    Ayi misin be birader! (Ayi, bazi ülkelerde iltifattir)
    Öküz öküz bakma!

    Sonuçta hayvan, hayvandir






    PARADOKSLU KISA HiKAYELER
    Nasreddin Hoca:
    Nasreddin Hoca bir gün heybe almak için pazara gider. Güzel bir heybe görüp pazarci ile pazarlik yapar ve 1 akçeye anlasirlar. Tam oradan ayrilacaktir ki daha güzel bir heybe dikkatini çeker:

    - Kaç akçe su heybe muhterem?
    - 2 akçe hocam.
    - Aldim gitti, diyen hoca elindekini birakir ve onu alip tam gidecekken pazarci seslenir:
    - Hocam. Bu heybe 2 akçe. Sen 1 akçe verdin.
    Hoca sinirlenir:
    - Bre cahil adam! Sana önce 1 akçe verdim. Sonra da 1 akçelik heybe biraktim! ikisi eder 2 akçe. Daha benden neyin parasini istersin!

    Parite Olayi:



    Olay, henüz döviz kurlarinin uygulanmadigi yillarda ABD-Kanada sinirindaki bir sehirde geçmektedir:

    ABD ve Kanada malum ki para birimi olarak 'dolar' kullanmaktadirlar. Yalniz her iki ülke de kendi paralarinin daha degerli oldugunu iddia etmektedirler. öyle ki ;
    Kanadalilara göre:

    1 ABD Dolari= 90 Kanada Centi,

    Amerikalilara göre ise :

    1 Kanada Dolari= 90 ABD Centi.

    Bir amerikali, cebindeki 1 dolarla dolasmaya çikar. Bir ara karni acikir ve simit alir (amerikan simiti!). Simitin fiyati 10 centtir. Cebindeki 1 dolari verir. Simitçi bozuk para ararken cebinin bir kösesinde 1 Kanada dolari bulur, onu verir (90 cente esit ya!). Derken siniri yürüyerek geçer ve Kanada da dolasmaya baslar. Kaleme ihtiyaci oldugunu hatirlar. Girer bir kirtasiyeciye. Kalemin fiyati da 10 Kanada centidir. Cebindeki 1 Kanada dolarini verir. Kirtasiyeci de para üstü olarak 1 ABD dolari verir. Oradan da ayrilip evine döner. Sonra düsünmeye baslar:

    - Yahu sabah evden çikarken cebimde 1 ABD dolarim vardi, simdi de 1 ABD dolarim var. Pekiyi simitle kalemin parasini kim verdi?


    Hizli Kaplumbaga:



    Bu paradoks, Zenon Paradoksu olarak ta bilinir:
    Hikaye bu ya, kaplumbaganin biri yolda Carl LEWiS'le (Bu ismin gerçek hayatla hiçbir ilgisi yoktur!) karsilasir. Kisa bir sohbetten sonra kaplumbaga, Lewis'e 100 metre yarisi teklif eder. Önce bu teklife gülüp geçen Lewis, kaplumbaganin gayet ciddi ve israrci olmasi üzerine isteksiz bir sekilde teklifi kabul eder:

    - Tamam yarisalim ama neyine güvenip benimle yarismaya kalkiyorsun be birader?

    Kaplumbaga, yalniz bir sarti oldugunu söyler:
    - Senden tek istegim, ben yarisa 10 metre önden baslayacagim. Bu sartla beni kesinlikle geçemezsin. Ne o yoksa korkuyor musun?

    Lewis kaplumbaganin sartini kabul eder. Yalniz kaplumbaga bir açiklamada bulunur:

    - Yarisa basladigimizda sen benim ilk basladigim noktaya geldiginde ben biraz önde olacagim(mesela 10 metre). Bu anda filmi dondurup farki göre biliriz. Tekrar harekete basladigimizda sen ikinci kez yarisa basladigim noktaya geldiginde ben biraz daha önde olacagim(mesela 10 cm). Tekrar hareket ettigimizde benim son olarak geldigim yere geldiginde ben mutlaka senin önünde olacagim. Dolayisi ile sen hiçbir zaman beni geçemeyeceksin.
    Bu sözleri duyan Carl LEWiS, yarisma fikrinden vazgeçer. Mâlum, itibar meselesi...

    Temelden:



    Temel, çalismak için gittigi sehirden, köye babasina mektup yazar. Klasik mektup cümleleriyle baslayan mektup, su notla biter:

    -"Babacugum. Acele cevabini bekliyrum. Yalniz, zarfa biraz da para koyarsan iyi olir. Oglin Temel."

    Aradan onbes gün geçer ve mektubun cevabi gelir. Temel büyük bir heyecanla zarfi açar. içinden sadece mektup çikar. Mektubun sonunda da bir not vardir:

    -"Oglim Temel. Sana para göndereceydum. Ama aha bu geri zekali anan zarfi kapatmis. Bir daha ki sefere evladim. imza:Buban."

    Ağanin atlari:
    Zengin bir köy agasi vefat eder. Vasiyeti açilir. Mallarinin yarisini(1/2) büyük ogluna, dörtte birini(1/4) ortanca ogluna ve beste birini(1/5) küçük ogluna birakmistir. Bütün mallar paylasilir ancak Ortada 19 tane de "at" vardir. 19'u ne ikiye, ne dörde, ne de bese bölmek mümkündür. Köyün en akilli adamina gidip akil danisirlar. Adam da onlara yardimci olabilecegini söyler. Der ki:

    -"Benim de bir atim var. Alin bunu size veriyorum. Oldu mu 20 at? Yarisini sen al bakalim (10). Dörtte birini de (5) ortanca kardesin alsin. Beste birini de (4) en küçügünüze verelim. On, bes daha onbes. Dört daha ondokuz. Verin bakalim su bizim geriye kalan düldülü...!

    Yalanci-Dogrucu Köy:
    Günün birinde yolumuz bir köye düstü. Ama bu köy öyle sanildigi gibi bir köy degil. Herkesin kendine göre bir özelligi var. Ve bu insanlardan ikisi bizi köyün girisindeki köprünün basinda bekliyor. Burada iki köprü var. Biri köye gidiyor digeri ise gitmiyor. Ve adamlara soruyoruz:

    Köye giden köprü hangisi?

    1. adam: Ben her zaman dogru söylerim. Bu köprü köye gider.
    2. adam: Ben her zaman yalan söylerim. Arkadasimin gösterdigi köprü köye gider.

    Acaba hangisi yalanci? ismail Serdar YILMAZ'dan

    Erciyes'in Kari:
    Yillarca Kayserililer ile ermeniler birlikte yasamislardir. Birbirleriyle siki münasebetlerinin fazla oldugu yillarda, bir kayserili, ermeni arkadasindan borç para ister. Ermeni arkadasi ne zaman ödeyecegini sorar. Kayserili:





    -"Erciyes Dagi'nin kari eriyince borcumu öderim."

    Ermeni, bir yil bekler. Kayseriliden ses yoktur. Gider yanina ve alacagini ister. Kayserili, Erciyes'i gösterir ve daha üzerinde kar oldugunu söyler. Bir süre sonra ermeni, kayserilinin oyununa geldigini anlar. Bunu içine sindiremez. Artik karar vermistir ve o da bir baska kayseriliyi kandiracaktir. Gider bir arkadasina ve borç ister. Kayserili ne zaman ödeyecegini sorar ve o da ayni cevabi verir:

    -" Erciyes'in kari eriyince"


    "Pekiyi" der kayserili. Aradan bir yil geçer ve kayserili hemserim alacagini istemek için ermeniye gider. Ermeni vatandasimiz bu durumu bekledigi için çok rahat bir tavirla Erciyes'i gösterir ve hâlâ karin erimedigini söyler. Kayserilinin de cevabi hazirdir:

    -"O gördügün kar, bu yilin kari. Geçen yilin kari çoktaaaan eridi"
    Ermeni ne yapacagini sasirir ve çaresiz borcunu öder.


    Müfettis Paradoksu:
    Bir isyerini, önümüzdeki on gün içinde vergi müfettisleri denetlemeye gelecektir. Müfettisler, mantik oyunlarini sevdikleri için isyeri yetkilisine telefon açarlar ve:

    -"Hangi gün gelecegimizi, o günün sabahinda tahmin edebilirseniz, denetimden kurtulacaksiniz" derler.

    Defterleri denetimden geçemeyecek kadar karisik olan isyerinin yetkilisi, biraz düsünür ve müfettislere:

    -"Galiba bu denetimi yapamayacaksiniz efendim. Çünkü buraya geleceginiz günü çok kolay tahmin edebilirim, öyleki:

    Denetimi, onunucu ve sonuncu güne birakmazsiniz. Çünkü ben ilk dokuz gün gelmediginiz takdirde onuncu gün geleceginizi hemen bilirim. Dokuzuncu gün de gelmezsiniz. Çünkü ilk sekiz gün içinde gelmezseniz, dokuzuncu gün geleceginiz açikça belli olur. (Onuncu gün gelmeyeceginizi az önce ispatlamistim). Onuncu ve dokuzuncu gün gelemeyeceginize göre denetimi, sekizinci güne de birakamazsiniz. Çünkü ilk yedi gün içinde gelmediginiz takdirde sekizinci gün geleceginizi hemen anlarim...

    Yetkili, mantik oyunlarina müfettislerden daha merakliymis


    Kim haklı ?
    Hukuk fakültesine giden bir öğrenci derslerine destek almak amaçlı ek ders almak için emekli bir hukuk profesörüne başvurur, fakat dersler için verecek parası yoktur. Öğrenci profesöre bir teklif sunar :

    --"Hocam şu an param yok ama kazanacağım ilk davamdan alacağım paraları borcum karşılığında size vereyim",

    Profesör kabul eder. Gel zaman git zaman öğrenci mezun olur. Fakat bir türlü avukatlık yapmaya başlamaz. Bu durumu gören profesör öğrencisini çağırır ve parasını ödemediği için onu mahkemeye vereceğini ve davayı kazansada kaybetsede sonucta parasını alacağını söyler. derki:

    --"Davayı ben kazanırsam mahkeme haklı olduğuma kara vermiş olacak ve sende parayı ödemek mecburiyetinde kalacaksın. Davayı kaybedersem, sen kazanmış olacaksın dolayısıyla anlaşmamız gereği kazandığın ilk dava olacağı için parayı ödemek zorunda kalacaksın."

    Öğrenciside bu tezi şöyle cevaplar :

    --"Tam aksine hocam. Her iki durumdada ben parayı ödeyen olmayacağım. Eğer davayı ben kazanırsam mahkeme bu parayı size ödemememe karar vermiş olacak, eğer kaybedersem anlaşmamıza göre kazandığım ilk davadan alacağım parayı ödemem gerektiği için ama bu davayı kaybettiğim için yani her iki haldede ben bu parayı size ödemiyor olacağım"

    .....

    Üyeyseniz Giriş Yapın Üye Değilseniz Kayıt Olunuz. Kayıt ol

    Lütfen sitemizden aldığınız tüm konuları KAYNAK gösteriniz...

    Mynet Blog Servisi Blog Sitenizi Hemen Oluşturun, Size Özel Bir Siteniz Olsun.

      Forum Saati Cuma Mayıs 17, 2024 7:29 am